Truva At’nın hikayesini bilirsiniz.
Büyük bir sinsilik, hile ve sahtekarlığın maskotudur aslında!Her ne kadar ustaca düşünülmüş bir savaş stratejisi olarak anlatılsa da bana göre savaşta bile onurlu olmalı savaşanlar!
Bu sebeple, ziyaret etmek hiç içimden gelmedi bugüne kadar; hilenin, yalanın, kaypaklığın ve sahtekarlığın timsalı bu tahta atı!
Hayatımıza zaman zaman Truva Atları gibi insanlar girer!
Bir sanat eseri yahut bir hediye gibi sunarlar kendilerini, asalet timsali at misalı!Bununla beraber herbirinin içi sizi bir bir sırtınızdan vurmaya, mallarınızı yağmalamaya niyetli kalleş planlarla; duygularınızı sömürmek için kullandıkları maskelerle ve sahte kimliklerle doludur bilensiniz!
Açıverirsiniz kapıları, içeri girer ve talan ederler!
Pişkin naralarını, adi gülüşlerini, yağmalayışlarını izlerken şaşakalırsınız!
Kale kapısı içerden açılır!
İçeri almadan önce iti, atı; içine iyice bir bakmayı ihmal etmemek lazım vesselam!
Peki ben bu yazıyı neden yazdım?
Malum kurban bayramı!Ben de bu bayramda hayatıma giren ve gelecekte girmeye çalışacak Truva atlarını komple temizlemeye niyetlendim!
Malum!Bayram temizliği!
İyi bayramlar!
Banu Ergün