Rüzgarda savrulan bir tohum olduğunu düşün!
Oradan oraya döne döne uçuşup zamanlarca, nemli yaprağın altına girişinde buraya kök salabilirim desen de her rüzgarla savrulan yapraklara artık güvenemeyişini!
Tohumsun neticede!Kök salmak toprağa ve yeşermek için yaratılmış olsan da; zamanlar boyunca oradan oraya uçuşmanın yorgunluğu ve çürümüş yapraklara bel bağlamanın hüsranı ile tüm yeşerme heveslerini bir kenara bırakarak tohumluğunu unutuşunu, serseri bir habbecik gibi rüzgara teslim oluşunu düşün!
Ta ki savruluşlarının sonunda rüzgarın seni getirdiği o yumuşacık toprağa kavuşana, toprak seni sıkıca bağrında sarana dek!
Toprak hep oradaydı oysa sen yaprakları evin sandın, asıl evin şimdi sana koynunu açtı, şaşkınsın!
Önce aldı içine sonra yumuşacık bir yer açtı köküne, yavaştan bıraktın minik bir filiz; cesaretlendirdi seni..Bir filiz daha derken ” in derinime, korkma” dedi ve daha da açtı bağrını sana.Filizlerin kuvvetlendi köklerini saldın daha da derine.Sonra bir baktın bir parmak boyu yeşillenmişsin toprağın üzerine.Korktuğun rüzgarlar yanağını okşadı, güneş öptü.
İşte doğru yerde olmak buydu!Doğru olana kalbini vermek bir tohum olarak, kıymet bilenle kök salmak; tohumun kıymetini topraktan daha iyi kim bilir?Emaneti koynunda daha iyi kim saklar?
Tohumsun!Yeşermek, kök salmak senin doğan!
Doğru yeri bul, doğru toprağı!Sonra sal köklerini en derine!Yeşer yeşerebildiğin kadar!Kaldır dallarını güneşe, kuşlar konsun!Güneşte parlasın yaprakların, yağmurla yıkansın.
Toprağını bul.
Ama önce yeşermeye kök salmaya niyetlen.
Banu Ergün